Ece Özenç ile Bankacılıktan Danışmanlığa Uzanan Bir Kariyer Yolculuğu
DefineX DefineX
Ece Özenç ile Bankacılıktan Danışmanlığa Uzanan Bir Kariyer Yolculuğu

Ece Özenç ile Bankacılıktan Danışmanlığa Uzanan Bir Kariyer Yolculuğu

6 min read

Danışmanlık büyük resmi görmeyi, önyargı ve direncin üstesinden gelerek güven kazanmayı gerektiriyor.

Ece, 13 yıllık bankacılık deneyiminin ardından danışmanlığa geçiş yaptı. Bankacılık alanında yatırım danışmanlığı yaparken, yurtdışında uluslararası işletme alanında yüksek lisansını gerçekleştirdi. Dijital çağın hızla atağa kalktığı bir dönemde, dijital bankacılık tarafındaki fırsatlara yöneldi. Dijital kanallara müşteri kazandırmak, şube çalışanlarının ve bankacılık süreçlerinin dijitalleştirilmesi, müşteriye dokunan kampanyalar, temel bankacılık ürünlerinin dijitalleştirilmesi derken, kariyer yolculuğu onu pazarlama ekibi içerisinde servis tasarlamaya doğru yöneltti.

“Dijital o kadar hızlı büyüyen bir dünyaydı ki ürünlerin dijitalleşmesinden sonra yeni ürün ve servisler geliştirmek konusunda bankaların kendilerini ayrıştıracağı bir noktaya gelmiştik. Bir tarafta müşteri deneyimini iyileştirmek, diğer tarafta da yenilikçi ürün ve servisleri kanala entegre etmeye odaklanıyorduk” diye açıklıyor.

 

“GENÇLERE YÖNELİK BİR FINTECH PROJESİ BANA ÇOK ŞEY KATTI”

Kariyer hayatında önemli yeri olan projelerden biri de gençlere yönelik bir fintech projesini hayata geçirmek oldu. İçinde bulunduğu banka, genç müşteri ağını genişletmek için “Gençler bankacılıktan ne bekler? Finansal hizmetlerden neye ihtiyaçları var?”  araştırması gerçekleştiriyor. Bürokratik bankacılık ortamı, şubelere gitme, sıra bekleme zorunluluğu her şeyi dijitalden halledebilen bir jenerasyona uygun değildi. Elektronik para şirketlerinin hayata geçtiği bu dönemde gençler, bankalardan çok e-para şirketlerini tercih ediyordu.

Böylece çalıştığı bankada, banka imajını geride bırakmak ve gençleri dijitalde müşteri yapabilmek için bir e-para şirketi kurma projesini hayata geçirdi. Gençlerin çok basit bir ihtiyacı vardı: Para göndermek, para almak ve ödeme yapmak. Mümkünse bunu temassız, kartını cebinden çıkarmadan gerçekleştirebilmek. Böylece bir gençlik projesinden, e-para şirketi kurmaya uzanan bir projeye dahil olarak, uçtan uca bir dijital finans çözümü yaratmayı tecrübe etti.

Bu deneyim ona çok şey kattı. Çünkü bankalarda herkes kendine düşen görevleri yerine getirirken, “Büyük resimde başarıyı görsen de kendi payını görme şansın olmayabilir” diye açıklıyor. Bu tecrübe sayesinde büyük resmi görebilme, stratejiyi kurabilmek, dijital bankacılığın hayatımızı nasıl etkilediğini görme şanslarını yakaladı.

 

BÜYÜK RESMİ GÖRMEK KIYMETLİ BİR BECERİ

Ürünlerin dijitalleşmesi, yeni servis tasarımları, müşteri deneyimi gibi alanlardaki çalışmalarından sonra büyük resmi görmenin ne kadar kıymetli olduğunu düşünüyor ve danışmanlığa yöneliyor.

Danışman şapkasıyla farklı kurumların dinamikleri, öncelikleri ve iş yapış şekilleri arasında kimin neyi daha iyi yaptığını görme şansınız olduğunun altnı çiziyor. Danışmanlık büyük resme bakmanızı, uzun vadeli stratejik düşünmenizi ve odağınızı kafanızın bir kenarında tutmanızı sağlıyor.

 

DANIŞMANLIKTA AŞMANIZ GEREKEN 2 ZORLUK VAR: ÖNYARGI VE DİRENÇ

Danışmanlığın zorlukları da var. Örneğin gittiğiniz kurumlarda ilk aşamada benim alanımı ne kadar bilebilirsin ki gibi bir önyargıyla karşılaşabiliyorsunuz. Oysaki ekibin büyük bir kısmını  bankacılık geçmişi var. Ece, aynı dili konuşmaya başladığınızda güven ilişkisinin kurulduğunu belirtiyor. DefineX’de projeler uzun soluklu olduğu için zaman içinde müşteriler nezdinde bir danışmandan çok, ekip arkadaşına dönüştüklerini belirtiyor.

Bir de uzun süre emek verilmiş projelerde, yeni veya farklı bir öneriyle gidildiğinde, dirençle karşılaşabildiklerini ekliyor. Bununla beraber daha etkili sonuçlar elde etmeye yönelik, ortak bir dille yaklaştıkça müşterilerle müthiş bir bağ ve güven ilişkisi oluştuğunun altını çiziyor. “Güvenilir danışman olmak bizim için çok önemli. Bildiğinizi aktarırken, seni duyuyorum, anlıyorum, senin yanındayım, seni hedefine ve daha yukarıya taşıyacak stratejiyi beraber yaratmak için buradayız” mesajının önemine değiniyor. DefineX’i en çok ayrıştıran noktanın da “güven ve etki” yaratmak olduğunu söylüyor. Karşılıklı öğrenme sürecinin danışmanlığın en güzel tarafı olduğunu düşünüyor.

 

“DEFINEX’DE KENDİNİZİ EKSİK HİSSETMİYORSUNUZ, SİZİ TAMAMLAYACAK EKİP ARKADAŞLARINIZ VAR”

Direkt danışmanlığa mı başlamalısınız yoksa bankacılıktan sonra mı danışmanlığa geçmelisiniz? Ece, bankacılık sektöründe çalışmanın işin mutfağında pişmek olduğunu söylüyor, bankaların dinamiklerine, stratejilerine, önceliklerine ve iş yapış şekillerine aşina oluyorsunuz diye belirtiyor. Fakat hiç bankacılık deneyimi olmayan biri de farklı bilgi ve beceriler getirebiliyor. Projelerde yer aldıkça zaman içerisinde bir bankacı kadar pazar ve ürün bilgisi sahibi oluyor. DefineX’de çeşitliliği önemseyen, herkesin birbirini tamamladığı bir ekip yapısı var. Örneğin Ece, IT odaklı bir mesele konuşulurken, müşteriyle aynı dili konuşabilecek, IT yetkinliği kuvvetli ekipten birinin desteğini alabildiğimizi belirtti.

“Herkesin kendini iyi hissetiği, kuvvetli olduğu yetkinlikler var. DefineX’de eksik değil, tam hissediyoruz. Çünkü eksik hissettiğimde, benim tamamlayacak takım arkadaşlarım var.”

 Ece, DefineX’de Dijital Gelir Hizmetleri projesinde çalışıyor. Dijital Gelir Hizmetleri projelerinde farklı noktalara odaklanıyorlar.  Akıllı teklifler odağı ile müşteri datasını verimli kullanarak; doğru müşteriye doğru zamanda doğru ürünü sunabilecek teklif yapılarını kurgulayabilmek için bankaların CRM ekipleriyle çalışıyorlar. Satış odaklı UX alanında müşteri deneyimi, uçtan uca bir servisin tasarlanması, mevcut sürecin iyileştirilmesi ya da dijital kanallarda satış tekliflerinin müşteriye görnürlüğünün arttırılması gibi konulara odaklanıyorlar. Bu kısımda bankaların dijital bankacılık ve müşteri deneyimi ekipleriyle çalışıyor. Bir de performans pazarlama tarafı var ki burada sosyal mecralardan müşteri kazanmak için nasıl bir martech yapısı olması gerektiğine odaklanıyorlar.

 

EN KISA SÜREDE EN YÜKSEK ETKİYİ NASIL ELDE EDERİZ?

Projelerin dinamiklerine göre ekip yapısı farklılık gösterebiliyor fakat genelde 2-3 analist, en az 3 danışman ve 1 principal’dan oluşuyor ekiplerimiz. Örneğin bir döviz al-sat işlem menüsü tasarlıyorsak, analist arkadaşlarımız benchmark analizi, müşteriden alınan dataların konsolide edilmesi ve yorumlanması konularında ekibe katkı sağlar. Kıdemli danışmanlarımız müşteri sorununa çözüm getirmek içine ekibi yönlendirir, stratejiyi ortaya koyar ve sunduğumuz çözümleri müşteriye aktarır. Principal ise gerektiğinde ekibe  destek olur, müşteriyle güvenilir danışman noktasında uzun soluklu ilişkiler geliştirir.

Projelerimiz analiz fazı ile başlar. Bu fazda datayı derinlemesine ele alırız, daha fazla sorumuz olursa bunları workshop’larda tartışırız ve fırsat alanlarını belirleriz. Belirlediğimiz fırsat alanları genelde uzun bir liste oluyor. Hangisi ile en hızlı etki yaratırızı ticari bakış açısıyla değerlendirerek en kısa sürede en yüksek etki yaratacağımız alanları önceliklendiriyoruz. Sonrasında ise hedef temelli sprintlerde uygulama fazına geçiyoruz.

To discover more about our services, please contact us.